Fenerbahçe
daha maçın başında penaltı golüyle geri düşerek korkulu rüya gördüğü maçta
Kasımpaşa’yı 3-1 yenerek çıkışını sürdürdü. Maça da Emre’nin Şota’ya ettiği ana
bacı küfürler damgasını vurdu.
Saha içindeki bütün hakemler Emre'nin yaptıklarına kayıtsız
kalıyor. Maç içindeki hareketleri, küfürleri, meslekdaşına yaptığı hareketten
sonra rakibin teknik heyetine yaptığı hakaretler hep yanına kar kalıyor. Hakemler
herhangi bir karar vermiyor. Bütün bunlar burada Emre tarafından yapılırken de
bunları kimse konuşmuyor. Fenerli medyadan çıt yok. Küfreden doğrudan doğruya
Emre'nin kendisi. Kasımpaşa teknik heyetinin tamamına ana avrat küfür etti.
Dolayısıyla bunları hakem duyuyor, görüyor ama Emre'ye gerekli cezayı vermiyor.
Seyirci her şeyi yapabilir ama sahada futbol oynayan
insanlar bunu nasıl yapar bana biri anlatsın. Maç
bitmiş Volkan, Yalçın'ın üzerine yürüyor. Yetmiyor, duşunu alıyor Kasımpaşa
otobüsünü kovalıyor Volkan, Yalçın'a tekrar saldırıyor, bu da yetmiyor, telefonlarla
taciz ediyor Volkan. Kini, nefreti düşünebiliyor musunuz? Bir futbolcu bunları
neden yapar bana biri anlatsın. Milli takımın kalecisi bunu nasıl yapar nasıl
bir canavara dönüşür bunu Aykut’a sormak lazım. Aziz Yıldırım’a sormak lazım.
Bu kadar genç, tecrübesiz bir hakem o maça nasıl atanır onu da Merkez Hakem Komitesi’ne
sormak lazım. Bu daha çocuk. Bu hakem daha toy… Bu Hüseyin Sabancı bu yıl kaç
tane önemli maç yönetmiş? Bu kadar etki altında kalınabilr mi? Bu kadar palavra
bir penaltı verilir mi? Verdiği ilk penaltı yüzde yüz doğru. Kaleye giden topu
kesti elleriyle Mehmet Topal. Ama atlanan bir şey var burada da. Nerede kart
Mehmet Topal’a? Kartın rengi tartışılır bile. Kırmızı bile olabilir. Çünkü top
kaleye gidiyor. Ama nerede kart? Emre’ye Meireles’e, Egemen’e gösterilmeyen
kartlar da var. Ama bir kere hakemler Kadıköy’de kart gösterirlerse, Fener
aleyhine karar verirlerse başlarına neler geleceğini biliyorlar. Fener’e tahkim
tarafından böyle bir zırh verildi hatta. “Benim Fener aleyhine karar veren
hakemim yalancıdır” dedi tahkim daha ne olsun. Dakika 90 olmuş, Fener lige
havlu atmak üzere, ama mücadeleyi devam ettirmek isteyen federasyon bir penaltı
uyduruveriyor. Öyle penaltı olur mu? Her maç 10 tane var bu pozisyonlardan.
Karşılıklı atılacak penaltılarla 6-5’lik, 7-6’lık maçlar seyretmemiz lazım.
Formasından her çekilen yere düşse penaltı müsabası seyredeceğiz sürekli. Ondan
sonra da Burak Yılmaz numaradan penaltı yaptırıyor diye her yerde yazsın
Fenerli medya. Webo’ya bakmadan…
Shalke
yorgunluğunun ardından Galatasaray ilk yarıda asılmadığı bir maçı ikinci yarıda
kopararak puan farkını yeniden altıya çıkardı.
Bu takım Fatih Terim’in eseri. Akhisar-Shalke-Ordu şeytan
üçgeninden çıkabiliyorsa bu takım saygı duyulmalı. Ama Fenerli medyaya baksan tek
kelime yok. Shalke’yi elemeyi Almanya’ya bıraktı takım. Akhisar cehenneminde
ikinci yarının sonlarına doğru maçı kopardıktan sonra fırtınalı havada
karşılaştı Almanlarla. Hem de ağır Galatasaray Arena zeminine rağmen gol
atmasını bildi, ama yediği talihsiz gol turu Almanya’ya bıraktı işte. Ondan 3 gün
sonra hem de 2-0 geriye düştüğü maçta geri döndü Galatasaray. Dünyaca ünlü
yıldızlarıyla Cuper’in zorlu öğrencilerinden kopardı maçı. 55.000 coşkulu
seyirci, üstelik hafta içi olmasına rağmen hınca hınç doldurmuşken o zeminde oynanan
bir müsabakayı izlemek reva mıdır Galatasaray taraftarına? Reva-yı hak mıdır o güzel
tribünlere? Sarıgül’ün Türk futboluna sunduğu o muhteşem armağana böyle mi bakmalı
Gençlik ve Spor Bakanlığı? Suat Kılıç 2020’ye aday İstanbul’un en modern ve en
güzel tesisine böyle mi bakmalı? Türkiye’nin Şampiyonlar Ligi’ndeki vitrini
böyle mi olmalı? Drogbalar, Sneijderler bu zeminde mi oynamalı? Bana biri
anlatsın. Bu rezaleti biri bana açıklasın. Cevap bekliyorum Suat Kılıç’tan.
Bana bu açıklamayı borçlu Suat Kılıç. Türkiye’nin adını tüm dünyaya duyurmak
için her fedakarlığı yapan Galatasaray Yönetimi’ne böyle mi teşekkür edilir?
Ayıp.