Kadın ve çocuklar önünde oynanan maçta Fenerbahçe Alex-Aykut
krizi gölgesinde kalesinde çok pozisyon vermesine ve makhum oynamasına rağmen Gazintespor’u
3-0 yenmesini bildi.
Şimdi geçen senenin son maçından alınmış bir ceza var
ortada. Türk polisine reva görülen iğrenç müdahelenin karşılığı bir seyircisiz
oynama cezası var. Federasyon bu cezayla ilgili olarak diyor ki; “Ey takımlar. Seyircisiz
oynama cezası almışsanız sadace kadınlar ve 12 yaşına kadar olan çocuklar maç
seyredebilir stadınızda. 12 yaşından büyük erkek giremez.” diyor. Ama bu umurunda
değil Alex’in. Ben Alex’im ben kralım ben istediğimi yaparım diyor Alex. Yasakmış,
seyircisiz oynanacakmış, sadece kadınlar ve çocuklar seyredecekmiş bana ne
diyor. Buralar benim, ben buraların hakimiyim, burası benim çöplüğüm, istediğim
yere otururum kim karışabilir bana diyor Alex. Emniyet çaresiz. Savcıların eli
kolu bağlı. Bir dur diyen, bir suç duyurusunda bulunan yok Alex hazretlerine. Nerede
benim savcım? Kongre üyeliği verdi aldı hepsini avuçlarına Aziz Yıldırım. Şımartılmış,
taraftarca ilah yapılmış bir Brezilyalı Alex. Heykeli dikilecek kadar
putlaştırılmış, küçük Avrupa takımının işte böyle köylü, avam, görgüsüz kaptanı
Alex. Ülkesinde göremediği, göremeyeceği paraya şöhrete benim ise hayatta
göremeyeceğim saygıya, itibara burada sahip. Çocukları ve eşi birer prenses,
oğlu ise prens adeta. Ben harika bir babayım yapmacıklığıyla evlatlarının
hayatlarıyla oynuyor her maç öncesi çocuklarını çimlere sürükleyip. Bu istismara
bir dur diyen de yok. Ufacık bebecik kafasından büyük topun peşinde nefesi
kesilene kadar koşuyor, bir çocuk hakları savunucusu, bir Çocuk Esirgeme Kurumu
yetkilisi çıkıp da dur demiyor bu kepazeliğe. Ama o Alex tabi...
Fenerbahçelilerin sevgilisi, tanrısı, göz bebeği. Ona herşey serbest. Vah
zavallı ülkem.
Yılın ilk derbisine maçın sonlarına doğru Burak Yılmaz’ın ceza
sahasında yaka paça düşürülmesi sonucu hakedilen penaltı damgasını vurdu. Sizce
de penaltı değil miydi?
Daha geçen hafta söyledim. Henüz ligin ilk hafta maçlarından
sonra söyledim ben bunu. Bu ülkede hakemlerin Fenerbahçe aleyhine düdük
çalmaktan ödleri kopuyor. Hele ki Kadıköy’de. Hele ki 30.000 gözü dönmüş vahşi
Amazon önünde. Bütün Türkiye şahit oldu Topal’ın eliyle düzeltip önüne
aldığına. Hakemin gözünün içine baka baka üstelik. Topu tuttu, aldı önüne. Gaziantep
akın akın geliyorken, her an üstünlük sayısını hanelerine yazdıracakken hakem
çıktı sahneye ve katletti maçı. Aziz Yıldırım’ın eseridir bu. Korkak, Aziz
Yıldırım’ın gözlerinin içine bakan, evet efendim, sepet efendimci kara
gömlekliler. Fenerbahçe’nin bir şampiyonluğu daha şimdiden hayırlı olsun.
Tekrar Alex-Aykut krizine dönecek olursak, ne biçim kriz ama
di mi?
Kişileri kulübün önüne geçirdi Aziz Yıldırım. Elinin
altındaki medyanın da gücüyle Kral Alex, Kral Aykut, Kral Aziz Yıldırımlar
yarattı. Bu kadar çok kralın olduğu yerde de elbet bunlar olur. Alçak
gönüllülk, mütevazılık, kadirşinaslık yok koskoca Fenerbahçe’de. Fenerli medya
da hangi birini göklere çıkaracağını, hangisini sütunlarına taşıyacağını
şaşırıyor. 3 Temmuz kahramanı Aykut, golleriyle asistleriyle umutları ayakta
tutan kral Alex, Metris’ten doğan güneş Aziz. Yıkılmadılar arkadaş.. Hay...