Bu Blogda Ara

27 Ağustos 2012 Pazartesi

Çarşamba'yı Bekleme / 2012-2013 No:2


Kadın ve çocuklar önünde oynanan maçta Fenerbahçe Alex-Aykut krizi gölgesinde kalesinde çok pozisyon vermesine ve makhum oynamasına rağmen Gazintespor’u 3-0 yenmesini bildi.

Şimdi geçen senenin son maçından alınmış bir ceza var ortada. Türk polisine reva görülen iğrenç müdahelenin karşılığı bir seyircisiz oynama cezası var. Federasyon bu cezayla ilgili olarak diyor ki; “Ey takımlar. Seyircisiz oynama cezası almışsanız sadace kadınlar ve 12 yaşına kadar olan çocuklar maç seyredebilir stadınızda. 12 yaşından büyük erkek giremez.” diyor. Ama bu umurunda değil Alex’in. Ben Alex’im ben kralım ben istediğimi yaparım diyor Alex. Yasakmış, seyircisiz oynanacakmış, sadece kadınlar ve çocuklar seyredecekmiş bana ne diyor. Buralar benim, ben buraların hakimiyim, burası benim çöplüğüm, istediğim yere otururum kim karışabilir bana diyor Alex. Emniyet çaresiz. Savcıların eli kolu bağlı. Bir dur diyen, bir suç duyurusunda bulunan yok Alex hazretlerine. Nerede benim savcım? Kongre üyeliği verdi aldı hepsini avuçlarına Aziz Yıldırım. Şımartılmış, taraftarca ilah yapılmış bir Brezilyalı Alex. Heykeli dikilecek kadar putlaştırılmış, küçük Avrupa takımının işte böyle köylü, avam, görgüsüz kaptanı Alex. Ülkesinde göremediği, göremeyeceği paraya şöhrete benim ise hayatta göremeyeceğim saygıya, itibara burada sahip. Çocukları ve eşi birer prenses, oğlu ise prens adeta. Ben harika bir babayım yapmacıklığıyla evlatlarının hayatlarıyla oynuyor her maç öncesi çocuklarını çimlere sürükleyip. Bu istismara bir dur diyen de yok. Ufacık bebecik kafasından büyük topun peşinde nefesi kesilene kadar koşuyor, bir çocuk hakları savunucusu, bir Çocuk Esirgeme Kurumu yetkilisi çıkıp da dur demiyor bu kepazeliğe. Ama o Alex tabi... Fenerbahçelilerin sevgilisi, tanrısı, göz bebeği. Ona herşey serbest. Vah zavallı ülkem.

Yılın ilk derbisine maçın sonlarına doğru Burak Yılmaz’ın ceza sahasında yaka paça düşürülmesi sonucu hakedilen penaltı damgasını vurdu. Sizce de penaltı değil miydi?

Daha geçen hafta söyledim. Henüz ligin ilk hafta maçlarından sonra söyledim ben bunu. Bu ülkede hakemlerin Fenerbahçe aleyhine düdük çalmaktan ödleri kopuyor. Hele ki Kadıköy’de. Hele ki 30.000 gözü dönmüş vahşi Amazon önünde. Bütün Türkiye şahit oldu Topal’ın eliyle düzeltip önüne aldığına. Hakemin gözünün içine baka baka üstelik. Topu tuttu, aldı önüne. Gaziantep akın akın geliyorken, her an üstünlük sayısını hanelerine yazdıracakken hakem çıktı sahneye ve katletti maçı. Aziz Yıldırım’ın eseridir bu. Korkak, Aziz Yıldırım’ın gözlerinin içine bakan, evet efendim, sepet efendimci kara gömlekliler. Fenerbahçe’nin bir şampiyonluğu daha şimdiden hayırlı olsun.

Tekrar Alex-Aykut krizine dönecek olursak, ne biçim kriz ama di mi?

Kişileri kulübün önüne geçirdi Aziz Yıldırım. Elinin altındaki medyanın da gücüyle Kral Alex, Kral Aykut, Kral Aziz Yıldırımlar yarattı. Bu kadar çok kralın olduğu yerde de elbet bunlar olur. Alçak gönüllülk, mütevazılık, kadirşinaslık yok koskoca Fenerbahçe’de. Fenerli medya da hangi birini göklere çıkaracağını, hangisini sütunlarına taşıyacağını şaşırıyor. 3 Temmuz kahramanı Aykut, golleriyle asistleriyle umutları ayakta tutan kral Alex, Metris’ten doğan güneş Aziz. Yıkılmadılar arkadaş.. Hay...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder