Galatasaray Türk Telekom Arena’da ligdeki ilk puanını kaybetti. Maçı seyretmeye gelen 5.200 biletli taraftar kombine sahipleri ile birlikte yönetimi istifaya çağırdı.
Ben ligin bittiğini haftalar öncesinden söyledim. Hatta geçen sene bu zamanlardan söylemiştim bu seneki ligin bittiğini. Burdan yine söylüyorum, öümüzdeki sene de Fener şampiyon. Ben hayatta olduğum sürece Fener şampiyon. Gençlik Parkı’nda gezinen şehla zebralar bile gördü 19 Mayıs’taki Yobo’nun ofsaytta olduğunu. Bekir kafaya çıkıyor, topu kaleye gönderiyor, bırakın Serdar’ı 2,5 yaşındaki sivilceli bir akıl hastasının bile rahatlıkla kontrol edebileceği topa Yobo kan doğruyor. Düşünebiliyor musunuz? Benim yan hakemim ne durumda düşünebiliyor musunuz? Lig bitmiş. Futbol bitmiş. Utanıyorum ben bu sahnelerden. Huatınıyoruaam. Bak şakağımdaki damara. Bak bak. 9 puan geriden geldiler. Bak ağzımın kenarı köpürdü gene bak.
Trabzon şampiyonluk yolundaki en tehlikeli virajlardan birini kayıpsız atlattı. 10 kişi iken 1-0 geriye düştüğü maçı 2-1 kazanmasını bildi.
Malum Sean Connery bana çok benzer. Monte Carlo’da Grand Théâtre’da operaya girmek üzereyiz, yanımda Monaco’lu çok hoş bir hanımefendi eşlik ediyor bana. Hazretle karşılaştım. O da şaşırdı.. Kendim karşıdan geliyorum sandım dedi o en büyük James Bond. Sakalımı nasıl traş ettiğimi sordu, anlattım. Elini omzuma koydu, “Prens Philip’le de paylaşacağım bunu dostum. İlginç bir teknik. Sizden bahsedeceğim. Philip böyle minik ayrıntılardan çok hoşlanır. Bu arada yanınızdaki hanımdan dolayı kıskandım sizi” dedi. O nasıl bir İngilizce. O nasıl bir aksan. Prens Philip Kraliçe Elizabeth’in eşi. Edinburgh dükü. Sean Connery de Edinburgh’lu. O şehrin yerlisi yani. Philip çok yakın dostu. Sir ünvenı veriyor Connery’e. Arkadaşına, dostuna bundan güzel bir jest olabilir mi? The Untouchables’ı henüz çekmemiş o dönemde. Üstündeki James Bond etiketinden kurtulmak istiyor. Brian de Palma, Jim Malone rolü için Sean Connery’i düşünüyor kafasında. O da oradaydı o gece. Yanıma geldi. Konuşabilir miyiz dedi kibarca. Beni Sean Connery zannediyor düşünebiliyor musunuz? Alex Curitiba’da bile değil daha. Topa buu diyor. Ve tüm dünya biliyor ki Alex penaltıyı kalecinin soluna atar. Kalede kim var? Fener’in 100. yıl şampiyonluğunda kaleyi koruyan Serdar. Kornere doğru doludizgün giden Niang’ın önüne balıklama atlayan Serdar. O da Daniel Craig’e az benzemiyor hani. Son James Bond.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder